Fatih Ozdemir

Tarih: 18.09.2021 11:45

KÖRELMEK

Facebook Twitter Linked-in

KÖRELMEK

Kesici bir aletin kesmez duruma gelmesidir körelmek. İkinci anlamı ise kuyunun ya da kaynağın su anlamında kuruması,çekilmesidir. Körelen şeyler hakkında konuşalım mı bu hafta?
Mesela bizler kesici alet miyiz ya da su muyuz ki köreliyoruz? Bizler evet biz insanoğlu köreliyoruz. Kendinizi bu iki anlamdan hangisine ait hissediyorsunuz körelirken? Şimdi diyeceksiniz( evet eminim diyeceksiniz ki,ben körelmiyorum ben aktifim ben çağlayan bir nehir gibiyim ya da bıçak kadar keskinim girdiğim her işi başaran bir insanım….) Öyle hissediyorsanız ne mutlu size. Buna inanıyorsanız. Fakat biliyor musunuz zaman eskisinden daha hızlı aktığından her şey gibi insanın hayatı ve hayatı yaşaması da yaşarken yaptıkları da,çektiği acılar da attığı kahkahalar da çok hızlı değişiyor. Mesela bir sene önceki halimle şimdiki halimi karşılaştırıyorum ben. O vakitler daha çok yazıyordum. Daha az uyuyor daha az yiyor daha çok gülüyordum. Bugün daha yaşlı hissediyorum. Belki yaklaşan doğumgünümün de etkisi olabilir bunda.

Ülkeme dair daha umutluyum fakat bu yıl. Daha fazla kötüye gidemeyeceğini biliyorum bazı şeylerin. Bundan sonrasının daha aydınlık olabileceğini biliyorum. İçimde yanan umut ateşini bazen kendim bazen izlediğim bir haber körüklüyor. Kendime büyük bir kitaplık arıyorum. Yeni kitaplar alıyor,fırsat yaratarak kitap okumaya çalışıyorum. Değişen dünyaya ayak uydurmanın da faydasız olduğunu fark ettim. Dünya değişirken zaten istediğini yanında değiştiriyor. 

Körelmeyin dostlarım! Bıçak gibi kestiğiniz ilişkileriniz varsa,zehirli bir diliniz varsa,kırdığınız kalpler varsa ancak körelsin bu huylarınız. Daha keskin daha sağlam daha yaşadığına değer bir hayat için yalnızca olumsuz ve tembel yönlerinizin körelmesine müsaade edin. Bırakın onları geçtiğiniz yerde kalsınlar yani ardınızda. Siz en sevdiğiniz işlerin daha yaşanabilir bir hayat için çabalamak olduğunu bilin ve bilerek yaşayın yeter. Gerisi gelir!


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —